Markalar Müşterileriyle Nasıl Duygusal Bağ Yaratır?

Markanın insanların hayatındaki rolü son birkaç yılda çarpıcı biçimde değişti.Günümüzde inanılmaz derecede fazla ürün ve hizmet seçeneği ile karşı karşıya kalan tüketiciler artık marka satın almıyorlar markalara inanıyorlar.

Tüketiciler artık markalarla daha az işlemsel ve daha duygusal bir ilişki istiyorlar. Motista tarafından yakın zamanda yapılan bir ankete göre , bir markayla duygusal bir ilişkisi olan müşterilerin yaşam boyu değeri üç kat daha yüksek. Markalar artık, tüketicileri ile kişisel ilişkiler geliştirmeliler. Bu ilişki, herhangi bir kişisel ilişkide olduğu gibi, temel psikolojik ilkeler üzerine inşa edilmelidir.

İyi bir dinleyici olmak

Herhangi bir iki yönlü ilişkideki kilit unsurlardan biri, birinin diğerinin endişelerini dinleme ve anlama yeteneğidir. Enflasyonun her yerde insanlar için çok gerçek ve kalıcı hale geldiği küresel bir ortamdayız. Bu nedenle, herhangi birini ürününüzü almaya ikna etmek için çok daha fazla çalışmanız gerek.

Tüketiciler olarak, ne satın alacağımıza ve paramızı nereye harcamak istediğimize dair seçimlerimizde daha düşünceli hale geldik. Tüketicilerin artık herhangi bir ürünü düşünürken sordukları ilk soru, hayatlarında o şeye gerçekten ihtiyaçları var mı?

Bir marka olarak, mesajlarınızı yayınlamak yerine yeterince dinlediğinizden emin misiniz? Pazarlama yaklaışımınızı değişen ortamlara nasıl uyarladınız ve tüm alışveriş döngüsü boyunca müşterinize yeterince temas ediyor musunuz?

Yapmanız gereken hedef kitlenizin temel ihtiyaç durumunu ele alamak için onların söylediklerini dinlemektir. Burada, onların ihtiyacı olduğunu düşündüğünüz şeyi pazarlamanızdan bahsetmiyorum.

Örneğin, birinin çamaşır makinesi almasının ortalama 12 gün sürdüğü söylenir. Yani bu, ilk değerlendirmeden çevrimiçi araştırma yapmaya ve satın alma noktasına ulaşmaya kadar geçen 12 günük süredir. Bu süre zarfında, tüketiciler, fikirlerini değiştirmek için birçok fırsata sahiptir. Bu yolculuk sırasında alışveriş yapanların ihtiyaçlarını doğru şekilde tespit edemeyen ve karşılayamayan markalar kaybeder.

Günümüzde tüketicilerin zamanlarının büyük bir çoğunu sosyal medyada geçirdiğini düşünürsek, potansiyel müşterilerinizi dinlemenin en iyi yollarından birisi de sosyal dinlemedir.

Sosyal Dinleme Nedir ve Nasıl Gerçekleştirilir?

Sosyal dinleme, markanızla ilgili sözler ve konuşmalar için sosyal medya platformlarını izlemek, ardından harekete geçme fırsatlarını keşfetmek için analizler yapmaktır.

  • Adım 1: Markanızdan, rakiplerinizden, ürünlerinizden ve işletmenizle ilgili anahtar kelimelerinizden bahsedilmesi için sosyal medya kanallarını izlemektir.
  • Adım 2: Öğrendiklerinizi eyleme geçirmenin yolları için bilgileri analiz etmelisiniz. Bu, mutlu bir müşteriye yanıt vermek kadar küçük veya tüm marka konumlandırmanızı değiştirmek kadar büyük sonuçlara yol açabilir. Ancak markanızın başarısı için atılması gereken bir adımdır.

Güçlü Bağ Kurabilmek

İnsan doğası gereği ait olmak ister. Örneğin Futbol, taraftarlarına bu ait olma hissini başarılı bir şekilde yaşattığı için her dönem çok popülerdir. Birçok yönden, tıpkı bir fotbol takımı gibi, bir markanın da takipçilerine yaşatması gereken duygu, gerçek bir katılım hissidir.

Günümüzde bir markayı satın aldığımızda, bize ürün ve hizmetten daha fazlasını sunuyorlar, bir yaşam tarzı satın alıyoruz. Onların kabilesinin bir parçası oluyoruz. Bu, teknoloji kullanıcıları için özellikle güçlü bir özelliktir. İnsanlar kendilerini tercih ettikleri markalara göre tanımlar – örneğin, bir iOS kullanıcısı mı yoksa bir Android kullanıcısı mı oldukları gibi? Yazıyı okumaya birkaç saniye ara verin ve kendinizi düşünün. IOScu musunuz? Androidci mi? 🙂

Apple, teknolojiyi pratikten duygusal, dokunsal, güzel tasarlanmış ve kullanıcıların gerçek ‘sevgisini’ yaratan bir donanım ürününe taşıma becerisiyle bu konuda başarısını ispatlamış bir markadır.

Günümüz tüketicileri ile bağ kurmak için:

  • Ürün veya hizmetinize değil, kullanıcınızın yaşayacağı deneyime odaklanın
  • marka iletişimi yerine, marka hikayelerini tüketicilerinizle birlikte yaratmaya odaklanın

Aynı Değerleri Paylaşmak

Günümüzde etik değerleri, topluma nasıl katkıda bulundukları ile ilgili markaları daha fazla yargılıyor ve umursuyoruz. Perde arkasında nasıl davrandıklarını ve ürünlerini geliştirmek için izledikleri yolları da öğrenmek istiyoruz.Attest tarafından yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre , “Z Kuşağının %60’ından fazlası, kişisel değerlerine uymayan bir markadan satın almayı bırakacaklarını söylüyorlar.” Markalar, daha güçlü bir bağ kurmak için hedef kitlelerinin değerleriyle de bağlantı kurmalılar.

Finansal Olarak Empatik Olmak

Psychology Today dergisinin bir makalesine göre , uyumlu finansal değerlere sahip olmak ilişki başarısının önemli bir göstergesi ve aynı zamanda ilişkilerin bozulmasının en büyük nedenlerinden biridir. Bu aynı zamanda markalar için de geçerlidir. Markalar, müşterilerinin finansal kaygılarına kulak tıkadıkları için müşteri tabanlarını kaybedebilirler.

Bir markayı satın almayı düşünen herkes için, bunun kendileri için uygun bir fiyat noktasında olması gerekir. Fiyat duyarlılığı , bir ürüne olan talebin, söz konusu ürünün fiyatının zaman içinde nasıl değiştiğine bağlı olarak nasıl değiştiğini tanımlar. Maliyetteki esnekliğin müşterinin satın alma alışkanlıklarını etkileme derecesidir. Bu durumda fiyat artışları genellikle bir müşteriyi caydırıcı işlevi görür. Örneğin, maliyetleri karşılamak için fiyatlarınızı fazladan birkaç yüzlira artırırsanız, aynı hizmetin farklı markalardan daha ucuza sunulabilmesi nedeniyle müşteri kaybetme ihtimaliniz yüksektir.

Fakat ekonomik zorluklar, enflasyon veya farklı finansal zorluklar nedeniyle fiyat artışları gerekli olur. Bununla birlikte, iyi bir marka bilinci oluşturma modeliyle, fiyat duyarlılığının etkisini sınırlayabiliriz. İşletmenizi alanında lider olarak markalaştırdığınızda, ürünleriniz/hizmetleriniz pazarınızdaki diğer markalardan daha pahalı olmasına rağmen insanlar yine de sizin markanızı satın almaya devam edebilir.

Yine de tüketicilerinizin alım gücünü iyi takip etmelisiniz eğer ekonomik zorlukların odluğu bir dönemde siz rakiplerinizden çok daha yüksek bir fiyatlandırma modeli tercih ederseniz ve tüketicilerinize yeterince değer sunmuyorsanız sahip olduğunuz marka değeri sizi korumayabilir. Yani sunduğunuz değerlerin tüketicinize ne hissettirdiği önemlidir. Doğru fiyata doğru ürün ya da hizmet olması gerekir.

Güvenilir Olmak

Marka güvenilirliği, tüketicinin markanın değer vaadini gerçekleştirebileceğine olan inancına dayanır. Kök biçiminde güvenilirlik, markanın sürekli olarak müşteri tarafından öngörüldüğü gibi performans göstereceği beklentisidir.

Marka güvenilirliğine ilişkin inançlar, kişiler arası ilişkilerde güvenin nasıl oluştuğuna benzer şekilde gelişir. Yani, katılımcıların tutarlı ve öngörülebilir eylemlerine dayalı olarak yeni kurulan bir ilişkide güven artar. İnsanlar, onlardan beklediğimiz beklentilere göre hareket ettiklerinde, onlara güvenmeye başlarız. Aynı şekilde bir markadan kullandığımız ürünler, hizmetler ve marka vaadleri tutarlı performans gösterdiğinde markaya da güveniriz.

Eğlenceli Deneyimler Sunmak

Sürdürülebilir bir ilişki kurmanın daha değerli unsurlarına bakarken eğlenceyi unutmayalım. Pek çok markanın “kendini iyi hisset” pazarlama mottosunu kullanmasının nedeni budur.Bir keyif ortamı yarattığınızda, insanların markanız hakkında daha olumlu hissetmeleri olasıdır.

Sorumluluklarla dolu, cesaret kırıcı haberler ve faturalarla dolu bir dünyada yaşıyoruz. İnsanlar günlük hayatın sıkıcılığından kaçmak için eğlenceyi kullanırlar. Ve markanız insanların eğlenmesine katkı sağlamanın bir yolunu bulabilirse, marka sadakati kazanabilir.

Markalı eğlenceyi kullanmak, doğası gereği bir hikaye anlatma tekniğidir, yapmanız gereken eğlenceli ancak temel değerlerinize, mesajınıza ve misyonuna odaklanan güçlendirilmiş bir marka hikayeleri oluşturmak ve onları kullanmaktır.

Markanız için eğlenceli bir deneyim nasıl oluşturabilirsiniz?

  1. Kampanya için hedef belirleyin: Unutmayın Her pazarlama çabası net hedeflerle başlamalıdır.
  2. Eğlenceli bir fikir geliştirin: Sürecin bu bölümünün tadını çıkarın. Ekibinizle bir beyin fırtınası oturumu ayarlayın.
  3. Beyin fırtınasından ortala çıkan en iyi fikir seçin ve planlama yapın
  4. Fikre göre temel Performans göstergelerinizi gözden geçirin
  5. İçeriği üretin
  6. Harekete geçin

Sonuç olarak, markalar müşterileri ile sağlam bir duygusal bağ oluşturmak için insanarın herhangi bir ilişkiyi geliştirmek için uygulayacakları ilkelerin aynısını uygulamalıdır. Bu, iyi dinleme becerilerine odaklanmayı, bağlantı kurmayı, aynı değerleri paylaştıklarını göstermeyi, finansal olarak empatik, güvenilir ve eğlenceli olmayı içerir. Hayat, deneyimlerimiz arasında yaptığımız bir yolculuktur. Bu yolculukta bize eşlik edecek markaların da bu deneyimlerimize katı sağlaması gerekir.

Kaynak:
https://www.brandingmag.com/daniel-todaro/how-brands-create-an-emotional-connection-with-their-customers/

YORUM YAP