Kobiler için sosyal medya yönetimi konusunda hizmet almaya karar vermek zor bir süreçtir.  Sosyal medyanın öneminin farkındadırlar ancak sosyal medyanın kurumsal kullanımının nasıl olması gerektiği, sosyal medyanın markaları için nasıl katkı sağlayacağı hakkında fazla bilgi sahibi değillerdir.

Yine de yılın 365 günü her an milyonlarca insanın aktif iletişim kurduğu, eğlendiği, üzüldüğü, kızdığı, sevindiği, satış yaptığı, kendini tanıttığı ve özellikle para kazandığı muazzam ve akıl almaz bir dünyanın içerisinde yer almayı, sosyal medya sayesinde çokça para ve itibar kazanmayı isterler…

Sosyal medyanın ruhuna uygun davranışlar sergileyen KOBİ için kurumsallaşma, markalaşma ve karlılığın artması olumlu yönde etkilemektedir.

Peki, Kobiler için sosyal medyanın ruhuna uygun davranmak ne demek?

• SOSYAL MEDYA MÜŞTERİNİN SATIN ALMA KARARINI ETKİLER!

E-ticaret her geçen gün giderek artan bir ivmeye sahip lakin bununla birlikte artan bir ivme daha var; internetin satın alma kararları üzerine etkisi…  Birçoğumuz internetten alış veriş yapmasak bile, satın alacağımız ürün/hizmetle ile ilgili mutlaka internetten ön bir araştırma yapıyoruz.  KOBİ olarak markamızla, ürün veya hizmetimizle ilgili bize ait doğru, güncel ve faydalı bilgilere kurumsal web sitemiz ve sosyal medya hesaplarımızda yer vermeliyiz.

• SOSYAL MEDYA FACEBOOK’TAN İBARET DEĞİLDİR!

Sadece ülkemizde değil, tüm dünyada en popüler mecra Facebook, bu nedenle markamızın yer alacağı ilk sosyal mecra olarak Facebook’u tercih etmemiz yanlış bir fikir sayılmaz. Lakin sosyal medya Facebook’tan ibaret değildir. Ürün/hizmetlerinize göre potansiyel müşterilerimizin yoğun olarak yer aldığı diğer mecralar da varlığımızı sürdürmeliyiz.

• TAKİPÇİ SAYISININ ARTMASI TEK BAŞINA BİR BAŞARI KRİTERİ DEĞİLDİR!

Sosyal medyada takipçisi sayının çok olması başlı başına bir başarı kriteri değildir. Önemli olan yorum, paylaşma, yanıtlama, görüntüleme, oynatma gibi etkileşim oranıdır. Bu nedenle etkileşim yaratmayan çok takipçi sayısı yerine etkileşim oranı yüksek takipçilere sahip olmayı hedeflemeliyiz.

• İLETİŞİMİN KANALI FARK ETMEZ; İLETİŞİM İNSANLARI ARASIDA GERÇEKLEŞİR!

Kendimizin de birer müşteri olduğunu unutmayalım. Satın alma kararlarımızın altında duygular yatar.  İletişim dilimiz mesafeli değil, cana yakın olsun. Samimiyet önemli, hemen hissedilir.

Olumlu ya da olumsuz her geri bildirimi dikkate almalıyız. Değerlendirmeli ve her birini ayrı ayrı yanıtlamalıyız. Paylaştığımız içeriklerde karmaşık ve mesafeli bir dil yerine doğal, içten ve anlaşılır bir dil tercih etmeliyiz.

 

• İLETİŞİM TEK TARAFLI GERÇEKLEŞMEZ!

Geleneksel medyanın markalara kazandırdığı en kötü alışkanlık tek taraflı, etkileşimi olmayan, ‘ben söyleyeyim sen dinle’ reklamcılığı; bu alışkanlığı kurumsallık zannederek sosyal mecralar üzerinden sürdürmeye çalışmak ise yanlışların en büyüğü 🙂

Sosyal mecraların doğası etkileşimdir. Adı üstünde insanlar sosyalleşmek etkileşim kurmak için ordadırlar…   Açık ve şeffaf olmalı, iletişim taleplerine mümkün olduğunca hızlı geri dönüş sağlamalıyız.

• SOSYAL MECRALARDA SIR SAKLAYAMAZSINIZ; ANINDA YAKALARLAR!

Bilginin çok hızlı yayıldığı, anında milyonlarca kişiye ulaştığı  sosyal mecralarda dürüstlüğümüz bize fazlasıyla artı puan sağlayacaktır.  Ürün veya hizmetimizle ilgili mümkün olduğunca şeffaf, kesinlikle doğru bilgi paylaşmalıyız.

• SÜREKLİLİK, YENİLİK, ÖZGÜNLÜK VE FAYDA ZORUNLULUKTUR!

Bir işletme düşünün bir gün açıksa birkaç gün değil ya da sadece keyfi, canın istediği saatlerde açık oluyor… Bu işletmenin iş yapması mümkün mü? Ve sosyal medyayı da aynı şekilde değerlendirmek zorundayız.  Sosyal medyada sürekli var olmalı,  doğru saatlerde içerik paylaşmalı, güncel, özgün ve faydalı bilgiler sunmalıyız…

Kurumsal sosyal medya kullanımı ve sosyal medyanın ruhunu anlamakla ile ilgili siz ne düşünüyorsunuz? Soru, görüş ve önerilerinizi yorum olarak paylaşabilirsiniz.